Yrd.Doç. Dr. Zerrin Balkaç
Nihayet 1918’den
sonra; Batı Trakya’da mahallî Türk liderleri “siyasî
istikbâl”leriyle ilgili gayet kesif bir faaliyeti belirli
“siyasî mahreç”lere teksif etmişlerdir. Böylelikle de yakın
gelecekte Batı Trakya üzerinde yabancı ve Türk toplumunun
asla ve katiyetle tasvip etmediği ve etmeyeceği “siyasî
vesâyet”i önlemek cihetine gitmişlerdir.
Nitekim bu tarihte (1918’de) Bulgar “sobranya”sı
nezdinde Dedeağaç milletvekili Hacı Saffet Bey, Kemâl Bey;
Gümülcine milletvekili Av. Ethem Rûhî Balkan, müderris Salih
Kayalı, müderris Yusuf Efendi, Peştere’li Tevfik Bey; İskeçe
milletvekili Haşim Bey’le Hüsnü Bey’ler 18 Aralık 1918’de
Bulgar devleti nezrindeki bütün Avrupa devletlerinin
büyükelçilerine Batı Trakya jeopolitik, jeoetnik ve
jeoekonomik durumlarıyla ilgili gayet mufassal bir “muhtıra”
tevdi ederek, Batı Trakya Türklerinin genel ve açık
muvafakati alınmadan herhangi bir “jeopolitik” tasarrufa
gidilmemesini istemişlerdir.
Sofya’da 18 Aralık 1918’de 8 Batı Trakya Türk
milletvekilince parafe edilerek Sofya’daki bütün Avrupa
devletlerinin ve bilhassa “İtilâf Devletleri”nin
büyükelçilerine tevdi edilen “muhtıra” esasında “Teşkilât-ı
Mahsusa”nın Batı Trakya bölümü görevlisi Hafız Ali Galip’le
yine “Teşkilât-ı Mahsusa”nın Rodop-Batı Trakya bölümü
görevlisi Av. Ethem Ruhî (Balkan) tarafından hazırlanmış
olup; diğer milletvekillerine ise; bu “tarihî muhtıra”
parafe ettirilmiştir.
Sofya’daki “düvel-i
muazzama”nın büyükelçilerine 18 Aralık 1918 tarihli
“muhtıra” Balkan Türklüğünün bekasının inkıtasız olarak
devam ettirmesine îman etmiş iki “Teşkilât-ı Mahsusa”
görevlisince hazırlanmış olduğu ve Sofya’daki ilgili muhatap
büyükelçilere tevdi ettirildiği pek çok Teşkilât-ı
Mahsusa”nın üst düzey görevlisince bilindiği gibi; “görülen
lüzum” gereği gizli ve yalnız belirli unsur arasında mahfuz
kalmasına azamî itina gösterilmiştir. Hâlen de
gösterilmektedir...
Teşkilât-ı Mahsusa’nın Batı Trakya ve Rodop-Pirin
bölümü incelendiğinde; 1912’den sonra, 3-4 unsurun yalnız
Batı Trakya, Rodop-Pirin değil; Bulgaristan’ın geneliyle
Balkan’ların bazı bölgelerine de yönelik fevkalâde kesif
faaliyetler gösterdikleri ve tahminin fevkinde “millî
hizmet” ifa ettikleri yakın mazinin meçhûl ve mahfuz kalan
gerçekleridir. Balkan jeopolitiğinde 1912’den 1923 yılına
kadar Türklüğün bekasıyla ilgili bütün gelişmelere fiilen
müessir olan bu mümtaz 4 Teşkilât-ı Mahsusa müntesibi Hafız
Ali Galip, Av. Ethem Ruhî (Balkan) ile Nevrokop’lu Celâl
(Perin) ve Peştere’li Tevfik Bey’dir...
BATI TRAKYA İLE İLGİLİ FAALİYETLER SOFYA’DAN İSTANBUL VE
ANKARA’YA TEKSİF EDİLMİŞTİR
Batı Trakya Türkleriyle ilgili olarak 18 Aralık 1918’de
Sofya’daki bütün Avrupa devletlerinin büyük elçilerine
sunulan “muhtıra”dan müspet bir sonuç meydana
gelmediği müşahade edildiğinden faaliyetler görülen lüzum
gereği İstanbul’daki “İtilâf Devletleri”nin askerî ve
diplomatik misyonlarına teksif edilmiştir.
Nitekim fevkalâde gerekçe sonucu Hafız Galip’in
ısrarlı girişim ve teşvikleri sonucu Nevrekop’lu Celâl
Perin, Edirne milletvekili Faik Kaltakkıran, Galip
Bahtiyar’la Av. Şeref Bey’lerden müteşekkil Batı Trakya
Türklerini “İtilâf Devletleri” nezdinde temsil eden “siyasî
misyon” oluşturulmuştur.
Bu “siyasî misyon” yalnız ve münhasıran Batı Trakya
Türklerinin mezkûr tarihteki durumları ve “siyasî
istikbâl”lerini ihtiva eden mevzulara yönelik faaliyet
girişiminde bulunmuştur. Keza Hafız Ali Galip’in çok yönlü
teşebbüsü sonucu Nevrokop’lu Celâl Perin, Edirne
milletvekili Faik Kaltakkıran, Galip Bahtiyar’la Av. Şeref
Bey münhasıran Batı Trakya’nın siyasî geleceğiyle ilgili
olarak hazırlamış oldukları mufassal bir “muhtıra”yı
birlikte parafe ettirdikten sonra; 17 Ekim 1919’da
İstanbul’da “İtilâf Kuvvetleri”nin Fransız komutanı General
F. d’Esperey’e tevdi etmişlerdir. Böylelikle, “itilâf
devletleri”nden yalnız ve münhasıran Fransız devlet, hükûmet
ve askerî misyon yetkililerinin sür’atle Batı Trakya
Türklerine gerekli ve çok yönlü bir ilginin gösterilmesine
vesile olunması istenmiştir.
BATI TRAKYA’DAKİ FRANSIZ
KOLONEL GENEL VALİ CHARPIE’YE VERİLEN BİR “MUHTIRA”MIDIR,
VEYAHUT “ÜLTİMATOM” MUDUR?
General F. d’Esperey’e 17 Ekim 1919’da İstanbul’da
makamında tevdi edilen “muhtıra”dan istenen müspet bir sonuç
alınmadığından 7-8 ay sonra; Gümülcine Belediye Başkanı
sıfatıyla Hâfız Ali Galip 10 Mart 1919’da “İtilâf
Hükümetleri”nin Batı Trakya nezdindeki Fransız kolonel genel
vali General Charpie’ye Batı Trakya Türkleri adına fevkalâde
bir görüş ve istekler ifade eden bir “muhtıra” değil de;
âdeta bir “ültimatom” vermiştir.
Bu “muhtıra”yı süratle
inceleyen general Charpie 2 gün sonra; 12 Mart 1919’da Hafız
Ali Galip’e Fransızca cevap göndermiştir. 2 nolu “belge”de
Fransızca yer alan ve 1 nolu “belge”de ise; “Türkçe”si de
yayınlanan Fransız resmî ve cevabı yazısı, bugün için de
dikkate değer fevkalâde görüşler ifade etmektedir.
Hafız Ali Galip, 1919-1920’de siyasî şartlar ve zemin
müsait olduğu nispette bilhassa Fransa nezdinde çok yönlü
girişimler yaparak Batı Trakya’da “otonomist” veyahut da
“aftonomist” bir fikrî görüşe ciddî bir “aksiyon”
kazandırmak istemiştir. Bütün bu tarz girişim ve
faaliyetlerle Hafız Ali Galip yalnız Batı Trakya’da değil;
Balkan Türkleri nezdinde de tarihte ilk defa
“selfdeterminasyon” ve “üniter otonom” bir devletin
teşekkülüne zemin hazırlamakla temayüz etmiştir.
Hafız Ali Galip, 10 Mart 1919’da kolonel genel vali
Charpie’ye vermiş olduğu “muhtıra” girişimini yeterli
görmediğinden general Charpie’nin de muvâfakatini alarak
İstanbul’a gitmiştir. İstanbul’da ise, 2-3 gayet fasih
Fransızca bilen “Teşkilât-ı Mahsusa” mensubunun “İtilâf
Kuvvetleri Karargâhı” nezdinde yaptıkları girişim sonucu
Hafız Ali Galip’le general F. d’Esperey arasında geniş yönlü
bir mülâkatın yapılması temin edilmiştir.
Bu mülâkatta Hafız Ali Galip, General Franshet d’Esperey’e
Batı Trakya’nın jeopolitik, jeo-etnik ve jeoekonomik durumu
ve siyasî istikbâliyle ilgili olarak 18 Aralık 1919’da Batı
Trakya’lı 8 Türk milletvekili tarafından Sofya’da bütün
“Düvel-i Muazzama”nın elçilerine ve keza Fransız büyük
elçisine de bir “muhtıra” verildiğini ve 17 Ekim 1919’da
ise; Batı Trakya Türkleri “siyasî misyonu” olarak
İstanbul’da kendilerine yine Batı Trakya problemini ihtiva
ve ifade eden bir “muhtıra” takdim edildiğini; bu girişim ve
isteklere Fransız hükümetiyle diğer ilgili mercilerin ne
nisbette ilgi gösterdikleri açıkça hatırlatılmış ve
sorulmuştur. Keza, ayrıca Gümülcine Belediye Başkanı olarak
10 Mart 1919’da Batı Trakya kolonel genel valisi general
Charpie’ye yeni bir “muhtıra” daha verildiği de ayrıca ifade
edilmiştir.
Hafız Ali Galip, General Franshet d’Esperey’e yalnız Batı
Trakya’da değil; Balkan jeo-politiğiyle jeoetniğinde her an
meydana gelmesi muhtemel gayet vahim siyasî intifa
durumlarını belirtmiş ve Batı Trakya’nın ne Bulgaristan’a ve
ne de Yunanistan’a herhangi bir “siyasî mizansen gerekçe”siyle terk edilme girişiminden süratle kaçınılmasını
ve yalnız Fransız “siyasî-idârî vesâyet fikri”nin açıkça
benimsenerek “de facto” uygulanmasını, aksi takdirde; bu
fikir ve görüşlerin “İtilâf Hükümetleri”yle ilgili komisyon
nezdinde ısrarla müdafaa edilmesini istemiştir. İstanbul’da
bu temaslarını kısa sürede tamamlayan Hafız Ali Galip
süratle Gümülcine’ye dönmüş ve 14 Mayıs 1919’da ise;
Gümülcine Yunan kuvvetleri komutanı General Leonardopulos
tarafından işgal edilmiştir.
İLMİN VE TARİHİN IŞIĞINDA GÖRÜLEN GERÇEKLER
Eğer 31 Ağustos 1913’ten itibaren Batı Trakya’nın
sathında meydana gelen “tek yönlü” ve “çok yönlü” siyasî
hadiseler tamamen objektif analiz kıstaslarıyla
incelendiğinde; “millî iftihar” vesilesi olan menkıbelerle
dopdolu olduğu görülmektedir. Çünkü, Batı Trakyalı Türk,
“toplum iradesi”ni “hür” bir zemine oturtmak için
işgalcilerle mücadele ederken, diğer taraftan da 1918 yılına
kadar İstanbul hükümetlerine ve 1918-1919’dan sonra ise;
Ankara’da Mustafa Kemal (Atatürk)’in başkanlığında 23 Nisan
1920’de teşekkül eden “TBMM”si hükümetlerine maddî ve manevî
yönden tasavvurun fevkinde yardım yaptığı bir vakıadır.
Batı Trakya Türklerinin 1913’ten 1923 Lozan Barış
Anlaşması’na kadar fasılasız devam eden “millî kurtuluş
mücadelesi” safhasının bütün hamâsî ve menkıbevî
“özellikleri bugün için, her ne kadar yalnız mahdut
kişilerce bilinmekte ise de; bazı vesilelerle yayınlanmakta
olan “vesâik”ler yıllardır âdeta “gizli” kalmaya mahkûm
edilen “tarihî gerçek”ler bir bir satha çıkmakta ve bu
mevzuda kişilere gayet geniş bir bakış “ufku” özelliği
kazandırmaktadır. Nitekim “bilgi”lerinize sunulan Hafız Ali
Galip’in Gümülcine Belediye Başkanı sıfatıyla 10 Mart
1919’da Batı Trakya’nın Fransız kolonel valisi general
Charpie’e tevdi ettiği “muhtıra” halen meçhul bir hususiyet
ifade eden tarihî safhaları bir bir aydınlatmaktadır.
Bu “belge-vesaik” Hafız Ali Galip’in ne nispette bir “alp
eren” ve ne nispette ciddî bir “Teşkilât-ı Mahsusa”cı ve ne
nispette bir “dinî-millî misyon” özellikli bir “lider”
olduğunu tevsik ve teyit etmektedir. Kaldı ki, şu yakın
mazide B. Trakya’da tezahür eden siyasî ve millî hâdiseleri
incelemek ve öğrenmek isteyenler bu “vesâik”i tekrar tekrar
okumalıdır.
BELGE NO: 1
Kolonel General Carpie Hazretlerine,
Gümülcine, 10 Mart 1919
Elyevm Gümülcine Belediye Başkanı sıfat ve salâhiyetini hâiz
olduğumdan; mezkûr “muhtıra”yı âcilen hükümetinize ve
alâkalı mâfevklerinize tevdi edilmesini hürmetle arz ederim.
Elyevm Gümülcine Belediye
Başkanı Hafız Ali Galip
MUTASAVVER GARBÎ TRAKYA CUMHURİYETİ HAKKINDA MUHTIRA
Muhterem Kolonel,
Beldemize gelmenizden ve gelip de uhdenize “kolonel”lik
tevdî edildikten sonra; Garbî Trakya’nın “kadîm tarihi”yle
meskûnlarının muhtelif yönlü durumlarını gayet şumûllü
olarak tedkik ettiğinize kâniim. Biz, bu belde meskûnu
Müslüman-Türkler en az 6-7 asırdır bu toprakların dâmî ve
sâbit meskûnuyuz. kaldı ki, yine Osmanlı fütûhâtından evvel
de, bu topraklarda muhtelif Türk kavimleri bazen geçici ve
bazen de asırlarca meskûn olmuştur. Binaenaleyh, Garbî
Trakya sathında tarihin herhangi bir asrında ne
Grekler-Elenler ve ne de diğer Slav-Bulgar kavimleri gelip
de ilânihaye meskûn (otokton) bir unsur husisiyeti kat’iyen
arz etmemiştir.
Tarih boyunca bu bâkir ve umumiyetle gayr-i meskûn yöreyi
atalarımız dâimî meskûn (otokton) ve müreffeh bir belde
yapmıştır. Eğer devletiniz ve Paris’teki hükümetiniz Garbî
Trakya’nın “siyasî âti”siyle alâkalı herhangi bir “karar”
istihsal edecekse; âtide arz edilen hususları ciddiyetle
dikkate almalıdır. Zira, biz Türkler, asırlar boyu tamamen
hür ve müstakil bir hayatı ruhûmuzun derinliklerinde ve
enginliklerinde mecz etmiş bir milletiz. Zevâl bulmayan
yalnız ALLAH’ın kudret ve azametidir. zamanı geldiğinde nice
nice muhteşem ve mücessem imparatorluk, tâcidarlık,
cumhuriyetle milletler bir bir inhilâl ve inkırazla
karşı-karşıya kalmıştır. Bu bakımdan mütekebbir hâkimiyet
iddia ve tatbikatı her zaman menfî netice tevlid etmiştir.
GARBÎ TRAKYA’DA FRANSIZ HÂKİMİYETİ DÂİMÎ MİDİR, YOKSA GEÇİCİ
MİDİR?..
Garbî Trakya’daki bilumum Müslüman-Türkler uzun süredir
birebirlerine ve bendenize de “Garbî Trakya’da Fransız
hâkimiyeti dâimi midir, yoksa giçici midir?” sorusunu tevcih
etmektedir. Bu hususta herhangi müspet bir malûmatımız
olmadığından; hâliyle muhataplarımıza tatmin edici ve mukni
cevap vermemiz ve mütesellî etmemiz pek mümkün olmamaktadır.
Ekselans Kolonel,
Şu hususu sarahatle ifade edeyim ki, Türk milleti ve bu
milletin bütün cüz’-i tamları tarihin herhangi bir döneminde
asla “esaret” hayatı yaşamış değildir. Zira, esaretin çok
iğrenç bir zillet, meskenet ve atalet olduğunu müdriktir.
Keza, “millî gurur”ları da esaretin zilletini kabûle
katiyetle cevaz vermemektedir. Binaenaleyh, yakın bir âtide
Garbî Trakya’nın “siyasî statüsü”yle alâkalı Paris
hükümetince ve kezâ “İtilâf Hükümetleri”nce de herhangi bir
“selfdeterminasyon”u ihtiva eden “Mutasavver karar”ın
alınması elzem ise; alâkalı hükûmetlerce şu durumlar çok
yönlü ve ciddiyetle dikkate alınmalıdır:
A.
Halen Garbî Trakya’da mevcut olan Müttefikler arası Trakya
Hükümeti (Thrace Intérallié) devam ettirilmeli ve bütün
“İtilâf Hükümetleri” resmen tanıyarak mezkûr hükümet
nezdinde Gümülcine’ye süratle “diplomatik misyon”larını
göndermelidir.
B.
Bu tam müstakil veyahut da yarı müstakil (otonom-aftonom)
devletin-hükûmetin “siyasî-mülkî hudut”ları Drama, Kavala,
İskeçe, Gümülcine’yle Dedeağaç’ın Meriç mensabındaki bütün
şehir ve mülhakatlarına teşmil edilmelidir.
C.
Sür’atle “Teşkilât-ı Esasiye Kanunu” (Anayasa) hazırlanarak
tatbiki cihetine gidilmelidir. Siyasî fırkaların teşekkülüne
de süratle zemin hazırlanmalı ve en az 50 Meclis-i Müessian
(Parlamenter) müntesibinden müteşekkil bir “parlamento”
teşekkül ettirilmelidir.
Ç.
Resmî dil Türkçe olup; bilumum gayr-i Türklere kendi
dillerinde tedrisat, neşriyat ve âyin-i rûhanî
bahşedilirken; Gümülcine’de pek çok fakülteyi ihtiva eden
Fransızca tedrisat yapacak bir “darülfünûn” (üniversite)
sür’atle açılmalıdır.
D.
Halen mevcut olan Müttefikler arası Trakya Hükümeti (Thrace
Interallié)’nin meşrûiyeti bütün “İtilâf Devletleri”nce
resmen tanınmalıdır.
Herhangi bir vesileyle Garbî Trakya’nın “siyasî âtî”si
(self-determinasyon) üzerinde tamamen “münferit karar”ların
istihsâli cihetine katiyetle gidilmemelidir. Eğer Garbî
Trakya halkının tamamen “hür irade”lerinin istihsaliyle
“selfdeteminasyon”a gidilecek ve bir gerçek intihabat
(referandum-plebisit) yapılacak ise; bu intihabat
“Müttefikler arası Trakya Hükümeti”, diğer bütün “İtilâf
Devletleri”nce resmen tanındıktan sonra yapılmalıdır. Zira,
bugünkü şerâit (statü) altında yapılması muhtemel herhangi
bir intihabatın (referandum-plebisit) neticesi hangi yönden
müspet olursa olsun, gayr-i meşru ve sûizanlı bir durum
meydana getireceği tabiîdir.
Bu itibarla:
1. Müttefikler arası Trakya Hükümeti’nin muvâfakatiyle
Gümülcine’de süratle ve en az 50 kişiden müteşekkil bir
“Müessisan Meclisi” (parlamento) teşekkül etmelidir.
2. Garbî Trakya’nın “siyasî âtî”siyle ve
“self-determinasyon”u ihtiva eden intihabat
(referandum-plebisit) kararı yalnız “Müessisan Meclisi”
müntesiplerinin “hür irade”lerine tevdi edilmelidir.
İntihabatta (referandum-plebisit) müntehipler “Yunan”
veyahut da “Bulgar idareleri”ni tercihi katiyetle değil de;
şu tercihler ciddiyetle dikkate alınmalıdır:
A. Fransız vesâyeti mi?
B. İtilâf Devletleri arası Umumî bir vesâyet mi?
C. Tamamen müstakil (aftonom) bir Garbî Trakya Cumhuriyeti
mi?
İntihabatta (referandum-plebisit) yalnız bu hususlar-şıklar
(varyant) tercih mevzuu olmalıdır.
Bulgar’ların ve diğer Balkanlı Slavlarla Yunanlıların ne
nispette gayet marazi (patolojik) bir “İslâm-Türk düşmanı”
olduklarını elbette ki, bizler yakınen bilmekteyiz.
Bilhassa Balkan harbinin, Balkan Türklerine tevlit ettiği
dehşetengiz faciâları herhangi bir sebeple ne unutmamız ve
ne de hafızalardan silmemiz mümkün değildir. Bu vahim
faciâları, siz Avrupalıların idrak etmesi pek mümkün
görülmemektedir. İslâm-Türk muhasımlığı mevzuunda ne
Yunanlıyı Bulgar’a, ne de Bulgar’ı Yunanlıya tercih
ettirecek herhangi mücbir bir sebep de yoktur. Sizlerin
nezdinde Fransız hükûmetiyle diğer itilâf hükûmetleri bu
hususları ciddiyetle dikkate almak mecburiyetindedir.
Ekselans Kolonel,
Herhangi mücbir bir sebeple Garbî Trakya’nın Yunan veyahut
da Bulgar idaresine ve vesâyetine tevdii, Balkanlar’da sonu
gelmeyen mevziî bir mukâtele, sûriş ve dâimî bir adem-i
istikrarın doğmasına âmil olacağı tabiîdir. Bu menfi ve
müessif durumun fâil-i aslîsi ise; “İtilâf Hükümetleri”
olacaktır. Bu bakımdan bilhassa tarihî Yunan muhibliği (Grekofil)
terk edilerek, Garbî Trakya’nın siyasî âtisi üzerinde sathî,
hissî ve yalnız “münferit devlet menfaatleri” dikkate
alınarak herhangi bir “karar” alınmamalı ve ne de tatbikine
tevessül edilmemelidir. Zira, bu beldenin ve bu toprakların
asırlardır dâimi “meskûn-ı aslî”si Müslüman-Türklerdir.
Keza; âcilen bir “Müessisan Meclisi” teşekkül etmeden;
elyevm “İtilâf Devleteriarası Trakya Hükûmeti”nin “dâmî
meşrûiyeti” bilumum bütün İtilâf Devletleri”nce de resmen
tanınmadan tamamen nenfî ve hafî maksatları ihtiva edecek
olan bir “referandum-plesibit”in yapılmasından süratle
sarf-ı nazar edilmelidir. Zira, milletimizin ve halkımızın
“hür irade”lerinin herhangi bir yöne teksif ve tecellîsi
muayyen ve münferid “belde-i eşraf”la “havas”ın kat’iyen
ellerinde değildir ve olmamalıdır. Hür iradenin mutlak
temsilcisi “AVAM”dır. Meclis-i Müessisan’dır... Eğer
asırdîde Fransız “İhlilâl-i Kebîr”i vatan sathında gayet
şumûllü bir intifa ve müspet bir netice tevlit etmiş ise; bu
durumun “fâil-i aslî”si Fransız “avam”ıdır.
Eğer Fransa’dan bu “İhtilâl-i Kebîr” sonucu bütün uyuyan
milletlere şâmil bir “fikrî intibah” teşmil edilmiş ise;
bizler, en evvel Fransız “avam”ına ve müteakiben de Fransız
hürriyetperver münevverlerine medyun-ı şükranız.
Binaenaleyh, Garbî Trakya’da herhangi bir siyasî, idarî ve
mülkî bir tebeddülât yapılacak ise; en evvel “avam”ın da
fikir, siyasî görüş ve hür iradeleri de ciddiyetle dikkate
alınmalıdır. Zira, belde-i eşraf’la havas’ın bu babdaki
“siyasî mülâhaza”ları tamamen sathî olup; halkımızın yalnız
münferit unsurlarının görüşlerini ifade etmektedir. Halbuki
nüfus kesafetini “avam” teşkil etmektedir. Şu husus târihî
bir gerçektir ki, “avam”dan ilham almayan ve “avam”a
müstenit olmayan bütün idareler yıkılmaya mahkûmdur. Zira,
hakikî “irade-i millî”yi “avam” temsil ve teşkil etmektedir.
Ekselanslarına şu hususu da ayrıca arz edeyim ki, eğer
“avam”ın muvâfakat ve müzâharetinin dışında herhangi bir
“karar” alındığında; mezkûr “karar” hezîmetle ve adem-i
tatbikle sonuçlanacaktır. Kaldı ki, “avam”ın Garbî
Trakya’nın “siyasî âtî”si hakkında vâzıh görüşü
Yunanistan’la Bulgaristan’ın aleyhindedir. Zira, bu her iki
halk siyasî ve medenî rüştünü ikmâl etmediğinden;
Balkanların en gaddar ve en mütegallibe topluluğudur. Yalnız
zâhirî bir “millet sıfatını, vasfı”nı hâizdir. Maruzâtımı
Ekselans Kolonel’in tavassutlarıyla Fransız Hükûmetinin
alâkalı makamına arz edilmesini istirham ederim.
BELGE NO: 2
Sayın Belediye Başkanı Hafız Ali Galip
Gümülcine 12 Mart 1919
Şahsım vasıtasıyla âcil olarak Fransız Hükümetine tevdi
edilmek için, gönderdiğiniz 10 Mart 1919 tarihli Türkçe
“muhtıra”nız süratle Fransızca’ya tercüme edilerek detaylı
bir şekilde incelenmiştir.
Muhtıradaki isteklerin gereği için, durum telgrafla
hükümetimize ve diğer bütün ilgili mercilerin bilgisine
intikâl ettirildi. Ayrıca görüşlerinizin tamamı dikkate
alındığından; herhangi bir uygulama için de “merkez”den âcil
olarak “tâlimat” istendi.
Kolonel Genel Vali
General Charpie